21 Temmuz 2009 Salı

Bir Öykü..

Daha yeni yetmeyken, hatta yetmemeyken..

Biraz geç yetmişim ben:)

Çocuk öykülerinde, minicik bir ödül alan öyküm bu..
..

En çok nehrin kıyısını severmiş sürünün alımlı ceylanı. Orda vurulmuş sevdiğine. Ve birgün nehrin kıyısında üç kişi olmuşlar.

Kara gözlü ceylan büyüdükçe özgürlüklerini diğerleri ile sınırlamaya başlamış. "Büyüklere dikkat et" diye uyarmışlar onu, nerhir kıyısında öğüt verirken. Anne ve baba boşa söylemezler ya. Mutlak büyükler tehlikeliydi onun için.

Yalnız kaldığında dağları düşlerdi. Nehirde birkez olsun yüzebilmeyi, yenidünya çiçeklerini düşlerdi. Ama yalnız yaşanmayacağını öğütlemişlerdi. Birlikte yemek, birlikte gezmez..

Çünkü büyükler tehlikeliydi. Baharın tadını çıkarıyorlardı uçsuz bucaksız ormanda..

Birden telaş, sağa sola kaçışlar ve bilinmeze koşu başladı. Büyüklerden biriydi bu gelen. Korkunun en dayanılmazındayken herkes. Ceylan gözgöze geldi. "Arslan" demişlerdi kaçışırken. Kestane karası gözlerini daha bir açtı. Nasılda kocamandı arslan, gerçekten yer miydi.?

Sürünün içindeki bu ceylan niye durmuştu ki.? Arslan kaçışları kendi haline bırakmış ceylana bakıyordu. "Güzel bir av" diye düşündü. Ağır ağır yaklaştı, nasılsa onundu. Ama niye kaçmıyordu, niye yalvarmıyordu.? Niye kendisinden gözlerini ayırmıyordu.?

Sadece rüzgarın sesi..

Acımasız ile savunmasız..


Ceylanın kalbi daha bir hızla atmaya başladığında arslan "korkuyor" derken, kendi atışlarına şaşırdı. Şu anda kendine ziyafet çekiyor olmalıydı. Çünkü ona da saldır ve yok et demişlerdi büyükleri. Hemen yok etmeliydi.

Ceylan gözleriyle yaklaşırken, bedeninin daha da yakına geldiğini farketti, korkup kaçmalımıydı.? Yoksa o sıcaklığa dokunmalı mıydı.? Evet evet hemen kaçmalıydı..

Çok yaklaşmışlardı. Nefeslerini duyabiliyorlardı. Arslan kolunu kaldırdı...

Ve..yazken..

Sonra. Heryer bembeyazken..

O nehrin kıyısında, arslanın kolunun altında ısınan bir ceylan vardı...

.

Hiç yorum yok: